Trafik Kazalarında Alınacak Tazminat Miktarlarıyla İlgili Bilgilendirme

0 9

Yargıtay’ın tazminat miktarlarıyla ilgili kararlarında en dikkat çeken noktalardan biri, manevi tazminatın takdirinde sosyal ve ekonomik durumun da dikkate alınması gerektiğidir. Manevi tazminatın sadece olayın acılığına değil, tarafların kişisel özelliklerine ve yaşam standardına göre de şekillenmesi gerektiğini vurgulayan birçok karar mevcuttur. Bu da gösteriyor ki trafik kazalarında mağdur olan bir kişinin yaşadığı acı, yaşına, aile durumuna, psikolojik etkilenme derecesine göre farklı değerlendirilebilir. Dolayısıyla, “kaza tazminatı hesapla” deyince akla yalnızca ekonomik veriler değil, manevi boyutlar da gelmelidir.

Trafik Kazalarında Alınacak Tazminat Miktarlarıyla İlgili Bilgilendirme

Bir diğer önemli içtihat konusu ise destekten yoksun kalma tazminatıdır. Yargıtay, bu konuda ölen kişinin düzenli bir geliri olmasa dahi çocuklarına ve eşine gelecekte maddi destek olabileceğini varsayarak tazminat ödenmesi gerektiğine karar vermiştir. Örneğin çalışmayan bir anne ya da henüz gelir sahibi olmamış bir öğrenci babanın ölümü durumunda dahi, destekten yoksun kalma gerekçesiyle tazminat hükmedilebilmektedir. Bu tür kararlar sayesinde pek çok aile, görünürde hakkı yok gibi görünen durumlarda dahi tazminat alabilmiştir.

Yargıtay ayrıca sigorta şirketlerinin kusur oranlarını esas alarak tazminat ödemesini reddetmesini ya da eksik ödeme yapmasını da sıkça eleştirmiştir. Sigorta şirketleri genellikle zararın belli bir kısmını ödeyerek süreci kapatma eğilimindedir. Ancak Yargıtay, sigorta şirketlerinin sorumluluklarını yerine getirmediği durumlarda mağdur lehine kararlar vermektedir. Bu nedenle kaza sonrası sigortadan gelen ilk teklifi kabul etmeden önce, bir kaza avukatı aracılığıyla dava sürecini başlatmak çoğu zaman daha yüksek tazminatla sonuçlanmaktadır.

Yargıtay’ın tazminat davalarında sıkça vurguladığı bir başka konu ise zamanaşımı süreleridir. Trafik kazası sonrası tazminat davası açma süresi normalde iki yıldır. Ancak kazada ölüm ya da ağır yaralanma varsa ve ceza davası açılmışsa bu süre ceza davasının zamanaşımı süresi kadar uzayabilir. Birçok kişi bu sürelere dikkat etmediği için tazminat hakkını kaybetmektedir. Oysa Yargıtay, sürelerin doğru yorumlanmadığı davalarda, davacının hak kaybı yaşamaması için esnek yorumlar da getirmiştir. Yine de her dava bu esnekliğe tabi olmayabilir; bu yüzden sürelerin sıkı takibi gerekir.

Trafik kazalarında alınacak tazminat miktarı, Yargıtay içtihatlarında detaylı şekilde işlenmiştir. Yargıtay kararlarına göre tazminat hesaplamalarında kullanılan parametreler netlik kazanmıştır: yaş, gelir, iş gücü kaybı oranı, destek süresi ve kusur oranı gibi veriler belirleyicidir. Ancak tüm bu hesaplamaların teknik ve hukuki yönleri vardır. Bu nedenle “kaza tazminatı hesapla” aracıyla yapılacak kaba tahminler yerine, dava dosyasına özel uzman analizi gerekir. Yargıtay, eksik ya da hatalı hesaplamalarla verilen mahkeme kararlarını sıkça bozmakta, daha adil bir hesaplamanın yapılmasını talep etmektedir.

Sonuç olarak, trafik kazası sonrası açılacak tazminat davalarında Yargıtay kararları büyük önem taşır. Hem mağduriyetin boyutu hem de hesaplamaların doğruluğu bu kararlara göre şekillenir. Bu nedenle dava açmadan önce veya sigorta şirketiyle uzlaşma yoluna gitmeden önce bir kaza avukatı ile görüşmek, en doğru stratejiyi belirlemek açısından oldukça önemlidir. Yalnızca hakkınızı değil, alacağınız tazminat miktarını da doğrudan etkileyebilir. Tüm bu nedenlerle, trafik kazası sonrası haklarınızı ararken Yargıtay kararlarını dikkate alan bir yaklaşım benimsemeli, süreci profesyonelce yürütmeli ve hakkınızı güvence altına almalısınız.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.